16.01.2024 tarihli ve 32431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30.11.2023 tarihli ve 2023/134 Esas 2023/209 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi (“AYM”) kararı ile; 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 13. maddesinin a fıkrasında yer alan “…hasar tespit raporları ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebilir.” şeklindeki kuralın iptaline karar verilmiştir.

AYM’ye göre, 7269 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen hasar tespit raporları, afet sonrasında tesis edilecek yıkım, tahliye ve hak sahipliği gibi işlemlere dayanak teşkil eden bir işlem mahiyetinde olmasının yanı sıra yapının hasarlı olup olmadığını, yapının hasarlı olduğunun tespit edilmesi halinde ise hasar durumunu da ortaya koyan bir işlemdir. Yine, AYM’ye göre hasar tespit raporu, dayanak teşkil ettiği işlemlerden bağımsız olarak taşınmazın değerini de etkileyebilecek niteliktedir.

Kuralın iptaline gerekçe olarak öncelikle, hasar tespit raporlarının yıkım, tahliye ve hak sahipliği gibi hak ve yükümlülük getiren işlemlere dayanak teşkil ettiği ve taşınmazın değerini etkilediği gözetildiğinde yapıların hasar durumlarının raporlanması faaliyeti sırasında hukuka aykırı işlem tesis edildiğinin ilgililer tarafından ileri sürülmesi halinde bu işlemlerin hukuka aykırılığının tespiti ve ihlali için yetkili makama başvurma imkanının yaratılması gerektiğinden söz konusu kural, Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan Etkili Başvuru Hakkını ihlal etmektedir.

İkinci gerekçe olarak ise, hasar tespit raporlarının sonradan tesis edilecek işlemlerden bağımsız olarak yapıyı tekniğe uygunluk ve depreme dayanıklılık nitelikleri yani inşaat kalitesi yönünden etiketlemesi ve bunun sonucunda taşınmazın ekonomik değerini olumsuz anlamda etkilemesidir. Çünkü, tüm hasar tespit raporları sonradan bir idari işlem tesisine yol açmadığı gibi idarenin işlem tesisinde gecikmesi de mümkündür. Örneğin, hasarsız veya az hasarlı olarak belirlenmiş yapılarda herhangi bir yıkım/tahliye kararı verilmemektedir. Bu nedenlerle, taşınmazların ekonomik değerini etkileyebilecek bir idari işleme karşı tek başına dava açılmasının önlenmesini öngören bu kural, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan Mülkiyet Hakkını ihlal etmektedir.

Yukarıda detayları verilen Anayasa Mahkemesi kararına ulaşmak için tıklayınız.